Menü |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
NAPOLYON
Napolyon Rusya'yı işgali sırasında peşindeki kazaklardan kurtulmak için, kasabadaki bir kürkçü dükkanına sığınır ve kürkçüye, çabuk, der, sakla beni. Kürkçü köşedeki kürk yığınını gösterir ve içine gir, der. Bir süre sonra kapı açılır; kazaklar içeri girerler ve dükkanın altnı üstüne getirerek Napolyon'u ararlar, bu arada kürk yığınınada birkaç kez kılıç sokar çıkarırlar.Nihayet gittiklerinde Napolyon, şans eseri hiç kılıç darbesi almadan çıkar kürklerin altından. Kürkçü Napolyon'a sorar ürkek bir sesle "bu soruyu bu kadar büyük bir insana sorduğum için beni bağışlayın ama, o kürk yığınının altında saklanmak ve bir an sonra, o anın son anınız olacağını bilmek nasıl bir duyguydu?"
Napolyon şöyle bir toparlanır ve nihayet gelen kendi askerlerine çabuk, der, yakalayın bu küstah adamı, gözlerini kapatın ve öldürün. Ateş emrini bizzat kendim vereceğim. Kürkçüyü yakalayan askerler, hemen gözlerini ve ellerini bğlarlar ve bir duvarın önüne dikerler. Kürkçü askerlerin sıraya geçtiklerini ve silahlarını hazırladıklarını duyar. Bir süre sonra Napolyon'un "hazır... nişan al!..." dediğini işitir. O anda, yaşamının son bulacağını düşünür ve yanaklarından yaşlar süzülmeye başlar. Uzun bir sessizlikten sonra ayak seslerini işitir ve göz bandı çekilince başında, Napolyon ile göz göze gelir: "Şimdi anladın mı ne hissettiğimi" der Napolyon.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 8 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!
Herşeyi Bilmene Gerek Yok! Haddini Bil Yeter...
|
|
|
|
| | |